2021’de karşımıza çıkan The Black Phone ikinci filmiyle geri döndü. Filmin yönetmen koltuğunda ilk filmin yönetmeni Scott Derrickson bulunuyor. The Black Phone 2, Stephen King’in oğlu Joe Hill’in aynı adlı hikayesinden uyarlama ilk filmin ardından yaşanan olayları konu edinmekle birlikte The Grabber adlı katilin orijin hikayesini gösteriyor.
Filmde, Finney’nin The Grabber’ın öldürdüğü çocukların ruhlarının yardımlarıyla kurtulup The Grabber’i öldürmesinin üzerinden dört sene geçmiştir. Ancak Finney yaşadıklarını atlatamamıştır ve sorunlu bir ergenlik sürecinden geçmektedir. Psişik güçlere sahip kız kardeşi Gwen ise gerçekçi kabuslar görmeye devam etmektedir. Bir gün Gwen kabuslarının rüyadan ibaret olmadığını, The Grabber ile işlerinin bitmediğini fark eder. Abisi Finney ile birlikte başka ölü çocukların ruhlarını kurtarmaya, annelerinin ölümünü aydınlatmaya ve The Grabber ile yarım kalan işlerini bitirmeye gideceklerdir.
Sinema tarihinde nadiren devam filmleri ilk filmlerin başarısını yakalar ve hatta onu geçer. The Black Phone 2, bu nadir örneklerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Hem hikayesiyle hem de korku ögelerinin kullanımıyla ilk filmin başarısını yakalamakla kalmayıp rahatlıkla onu geçiyor.Scott Derrickson serinin iki filminde de korku sineması tarihinden ve klişelerinden zekice faydalanıyor.İintikam için geri dönen The Grabber’ın gençlere yaşattığı kâbus dolu anlarla yetinmeyen film, The Grabber’ın gerçekte kim olduğunu nitelikli bir kurguyla anlatarak ilk filmin sadeliğini aşıyor. Asıl hikâye bu filmde işleniyor.The Black Phone 2, sıradanın dışındaki kurgusuyla etkileyici bir atmosfer ortaya koyuyor. Özellikle Gwen’in rüya sahnelerinin Super 8 kamerayla çekilmiş olması filmin ürkütücülüğünü üst safhaya taşıyor. ilerleyen dakikalarda birçok karakter ve olay anlam kazanıyor. Gwen’in kâbus sahneleriyle o an gerçekte olan bitenin gösterilmesindeki paralel kurgu dehşetin ve heyecanın dozunu artırıyor..
The Black Phone 2, ilk filme nazaran korku unsuru konusunda daha cesur davranıyor. Özellikle öteki taraftan çocuklara dadanan ve yalnızca Gwen’in gördüğü The Grabber ile mücadele sahneleri pek çok kez A Nightmare on Elm Street’i ve Freddy Krueger’ın akıl almaz öldürme yollarını anımsatıyor. Buna rağmen kopyacı bir film olmaktan sıyrılıp başarılı bir esinlenme ortaya koyuyor, sırıtmıyor.
The Black Phone 2, Stranger Things’in uyguladığı yöntemi uygulayarak çocukluktan ergenliğe geçen aynı başrol oyuncuları sayesinde hikayesini ve etkisini derinleştirmeyi başarıyor. Oyuncuların hem gerçekte hem de filmde büyümeleri sayesinde duygu durumları ve kişilikleri çok daha anlamlı oluyor. Finney’i canlandıran Mason Thames ile Gwen’i canlandıran Madeleine McGraw’ın performansları filmi sırtlayan en önemli etkenlerden biri haline geliyor. Ethan Hawke ise adeta görünmeyen bir tehdit olarak başından sonuna kadar kan dondurucu bir öcüye dönüşüyor.
Filmin IMDB puanı:6.5

Yorum yazarken seviyemizi koruyalım.Küfür ve hakaret içeren yorumlar silinecektir.